29 Aralık 2013 Pazar

Safsata...

     Kendi evrenini inşa ederken bırakmayı unuttuğun tuğlalar gün gelir canını yakarsa ihaneti ihmali suretlere malederek rahatlatmaya çalıştığın benliğine sırtını dönen bizzatihi kendi mimarindir...

Kimliksiz Piç...

     Sanrıların yanılgısında iblis ilanedilen tapılası evrensel tasarım... Kaygısal dürtülerin ayuka çıktığı bir yaşam düşü...Tanrının merhametinde madde bağımlılığını affettirmeye çalışan kimliksiz piçler kervanı...Görsel efektlerin üst düzey olduğu sahneyi seyrederken rahatlayan bedeniniz terkeden ruhunuzun yüküyle nekadar mutlu olur sanırsınız!!!

28 Aralık 2013 Cumartesi

Yakarış...

        Bağımsız ruh serpintileri gece yarısı savrulur atmosfere. Bazen yadırgarlar kayıp kimliklerini bazen göz yaşı dökerler maskelenmiş, sindirilmiş bedenlerine... Bir melek edasında sahip olurlar tüm evrene tüm atmosfere, benliklerine... Hissiz sessiz sakin şevkatle basar bağrına bedenini benliğini... Güzel bir düştür bu gerçek...

31 Ağustos 2013 Cumartesi

Şar'ap...

Bir yılı aşkındır her yokladığında bu melodi kulağımı, bunun eşliğinde şarap içeceksin diyip durdum, içemedim...Sanırım yaprakların sarardığı anı yakalayamadım güneşin tatlı sarısını; belkide şarabın büyüsünden korktum anısal yükünden uzaklaştım...Umarım mevsiminde yakalarım o zamanı...Hafif üşürken yakalar beni bu melodi bir dağın tepesinde bir taşın üstüne oturur elimdeki çöple toprağı eşelerken sonbahar sarısında gülümser güneş

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Bekleyiş...

      Kahrolası bir düş işte uyanmanın umuduyla geçiştirmeye çalıştığın düş; adı yaşam... Zaman kavramının yanılgısında tüm objelerin sükunetinde yaşlanan bir sen...bir nefes duman bir kadeh içkiyle teselli ettiğin, seyahat edeceğin otobüsü beklerken bir elin cebinde paltonun yakası dik sigaranın dumanıyla soğuk soluğun, ayrıştıramadığın dumanında beklediğin hasret. Ya sigaram biterse ve hala burdaysam kaygısı...Ya yanlış duraktaysam!!!

21 Haziran 2013 Cuma

Yinelem...

      Yinelem...Evrene karışıp varolman gereken tüm boyutları sınadığın halde yansıyan suretine acınası bakışlar atıyorsan tanrı düşmüş demektir...Tanrı terkettiğin karanlığında yalnızlığında usulca seni beklemekte küçük bir çocuğun olan bitenden habersiz oyuncaklarıyla oynar gibi suskuda beklemektedir...tatmin edemeyen karışıp sınamak istediğin evren mi yoksa sensizliğin mi...kendini dinleyebildiğin kendinden yansıyanı görebildiğin yer karanlığın karanlığında varettiğin düşlerin gerçeğin ta kendisi...Hoşbulduk karanlığım, benliğim...

3 Haziran 2013 Pazartesi

Boş Küp...

  Bir küp inşa edersin, tüm evrenini yerleştirirsin içine düşlerini umutlarını üzüntülerini acılarını şefkatini...kilitler ve unutursun...Bukadar unutmuşken bukadar uzaklaştırmışken bir esinti yoklar küpten ibaret evrenini.Zorlar kilitleri kapıları...Tanrı dersin melek dersin huzur dersin sığıntı dersin offf dersin.durmaz...Şeytan dersin zebani dersin lanet dersin defol dersin öfff dersin...Vurmaya başlarsın kilide daha sert daha sert vurursun...Kırıp özgür bırakmak istersin sana ait olanı özgür bırakmak, evrende yokoluşunu izlemek istersin...kilit kırılır kapılar açılır...küp boştur...hiç dolmamıştır...Tanrının yanılgısı şeytanın yanılgısı senin yanılgın...yine kayıpsındır evrende; artık seninde bulamayacağın bir kayboluş...sonsuz karanlık...

10 Mart 2013 Pazar

Sııı

      Sııı Düşlerinden kovulmuş bir adam düşünün...Kendi sanrılarından sevinçlerinden...Cennetinden cehenneminden kovulmuş bir adam düşünün...Düşleri mühürlenmiş bir adam...Gök kuşağından uzaklaştırılmış bir adam düşünün...Tanrının terkettiği şeytanın terkettiği; üzüntüsünün terkettiği bir adam...sağır dilsiz hissiz bir adam...Kendine yabancılaşmak zorunda kalmış, kendinden uzaklaştırılmış bir adam...Sadece barındığı bedeni beslemekle görevli bir adam...Sonsuzluk kadar özgür; Sonsuzluğun sonunda durduğu kadar mahkum...KaranLık Bir Adam...

3 Şubat 2013 Pazar

Son perde

Karanlıkta buluyorum sürümcelerden arınmış benliği...Gülümseyebiliyorum döngüde rollere bürünmüş kimliklere...zerafetle alıyorum replikteki yerimi; bir kadeh içki ve sigaramın dumanıyla...melodilere kulak asıyorum sigaramın dumanı dans ediyor ezgiler eşliğinde anımsayarak evrene emanet edilen anılarımın yansımasıyla...gülümsüyorum bir ölünün yaşamına gülümsemesi gibi...bir çocuğun uyandığı rüyasına gülümsemesi gibi...son bir nefes alıyorum sigaramdan, tırnaklarıma sıkıştırıp son yudumunu aldığım kadehime doğru serpiştiriyorum külleri dağılırken izmaritimi...öldürüyorum sigaramı, öldürüyorum kadehimi, öldürüyorum yaşanmışlığımı kimliğimi...ve perde kapanıyor...

2 Şubat 2013 Cumartesi

Tanrı Tınısında...

     Gülümse evrene...Bazen sunar böyle güzellikler...Tüm duyguların anestezi edilmeden alınır bedeninden, acı çekersin.artık hislerden arınmışsındır.Hissizlik yokluk kaplamıştır bedenini...soyutlanmışsındır evrenden ve kendinden...Tanrı sana gülümseyecektir umudun tükenmek üzereyken...ve gülümser küçük bir çocuk edasında...durup izlersin bıkmadan usanmadan...nefes almaya başlarsın soluduğunu hissedersin o an...heyecan kaplar evrenini; tüm odak noktalarından sıyrılır dengeni toparlar nefesini tutarsın o an...beklediğinle yüzeşirsin ve bir yanılgı diye düşünür netleşmesi için ortamı terkedersin...beklenen gelip seni bulacaktır ümidiyle...Ya tanrı sana gülümsemiştir yada tanrı edasında şeytan seni selamlamıştır...